Kubital Tünel Sendromu

Kubital tünel sendromu, ulnar sinirin dirsek seviyesinde çeşitli nedenlerle sıkışması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu sıkışma, omuzdan parmaklara kadar uzanan ulnar sinir boyunca uyuşukluk, elektriklenme ve karıncalanma gibi belirtilere yol açar. Dirseğin uzun süre bükülü kalması veya dirsek üzerine sürekli baskı uygulanması (örneğin, uzun süre dirsek üzerine yatmak) bu sendroma neden olabilir. Ayrıca, boya yapmak, gitar çalmak gibi tekrarlayan dirsek hareketleri, dirsek çevresindeki yumuşak dokunun kalınlaşması veya kemiklerdeki büyümeler de sinir üzerinde gerilme veya basıya yol açabilir.

Kubital Tünel Sendromu Belirtileri

Kubital tünel sendromunun belirtileri şunlardır:

  • Dirsek iç bölgesinde ağrı ve hassasiyet ve 5. parmaklarda elektriklenme, karıncalanma ve uyuşma hissi
  • Elin 4. ve 5. parmaklarında dokunma hissinin azalması veya kaybolması
  • El ile yapılan ince motor hareketlerinde beceriksizlik ve güçsüzlük
  • Kavrama kuvvetinde azalma
  • Elin 4. ve 5. parmaklarında bükülmeler
  • Küçük parmağın kapanmaması

Kubital Tünel Sendromu Tanısı

Kubital tünel sendromu tanısı, hastanın şikayetlerinin dinlenmesi, detaylı fiziksel muayene ve elektromiyografi (EMG) ile konulur. EMG, dirsek bükülü haldeyken sinir iletim hızını ölçerek tanıya yardımcı olur. Ayrıca, ulnar sinir boyunca dirseğin cilde en yakın olduğu bölgeye parmakla vurularak yapılan “Tinel testi” ve dirseğin bükülü pozisyonda tutulmasıyla yapılan “dirsek fleksiyon testi” de tanıda kullanılan yöntemlerdir. Tinel testinde 4. ve 5. parmağa yayılan elektriklenme veya karıncalanma hissi, dirsek fleksiyon testinde ise 4. ve 5. parmaklarda uyuşma, ağrı veya karıncalanma artışı gözlemlenmesi, kubital tünel sendromu şüphesini güçlendirir.

Kubital Tünel Sendromu Tedavi

Kubital tünel sendromu tedavisinde, öncelikle hastalığa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması esastır. Sürekli tekrarlanan hareketlerden kaçınmak, dirsek bükülü halde uyumaktan vazgeçmek ve dirseğe baskı uygulayan hareketlerden uzak durmak, önemli ölçüde rahatlama sağlayabilir. Tedavi seçenekleri arasında ameliyatsız ve cerrahi yöntemler bulunur.

Ameliyatsız tedavi, soruna neden olan pozisyonların önlenmesini içerir. Dirsek bölgesini açık tutan ateller, dirseklikler, bandajlar ve basıyı engelleyen yastıklar kullanılabilir. Ağrı kesicilerle semptomlar kontrol altına alınabilir. Ancak, bu yöntemlere rağmen semptomlar devam ederse, cerrahi tedavi kaçınılmaz hale gelir.

Cerrahi işlemde, ulnar sinirin geçtiği kubital tünel gevşetilir ve sinir ön bölgeye alınarak gerginliği azaltılır.

Kubital Tünel Cerrahisi

Kubital tünel cerrahisi, dirsekte ulnar sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkan kubital tünel sendromunun tedavisinde uygulanan cerrahi bir yöntemdir. Bu sendrom, dirsek iç bölgesinde ağrı, uyuşma, karıncalanma ve elin 4. ve 5. parmaklarında güçsüzlük gibi belirtilere neden olur. Cerrahi müdahale, konservatif tedavilerin (atel, fizik tedavi, ilaç) yetersiz kaldığı veya sinir hasarının ilerlediği durumlarda tercih edilir. Ameliyatın temel amacı, ulnar sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırarak sinirin rahatlamasını sağlamak ve semptomları gidermektir.

Kubital tünel cerrahisi, genellikle lokal veya bölgesel anestezi altında gerçekleştirilir. Cerrah, dirsek iç bölgesinde küçük bir kesi yaparak ulnar sinire ulaşır. Sinirin geçtiği kubital tünel olarak adlandırılan bölgedeki baskıyı azaltmak için tünelin çatısını oluşturan bağ dokusu kesilir veya sinir farklı bir pozisyona taşınır (transpozisyon). Ameliyat süresi, uygulanan tekniğe ve hastanın durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ameliyat sonrası, hastanın dirseği bir atel veya bandaj ile sabitlenir ve ağrı kontrolü sağlanır.

Ameliyat sonrası iyileşme süreci, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve uygulanan cerrahi tekniğe göre değişir. Hastalar genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir. Dikişler yaklaşık 2 hafta sonra alınır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon, hastanın dirsek hareketlerini geri kazanması ve kas gücünü artırması için önemlidir. Ameliyat sonrası dönemde, hastaların doktorlarının ve fizyoterapistlerinin önerilerine uymaları, iyileşme sürecinin başarılı olması için kritik öneme sahiptir.